Avrupa Birliği’nin Dijital Piyasalar Yasası (DMA) kapsamında uygulamaya koyduğu seçim ekranı, kullanıcıya cihaz açıldığında farklı arama motorları arasından seçim yapma hakkı tanıyor.
Bu düzenleme, rekabetin daha adil gelişmesine, alternatif dijital hizmetlerin büyümesine ve tüketici tercihinin güçlenmesine katkı sağlıyor. Benzer uygulamaların önümüzdeki dönemde Türkiye’de de gündeme gelebileceği değerlendiriliyor.
Seçim ekranı konusuyla ilgili değerlendirmede bulunan Avukat Murat Sayın; “Avrupa Birliği deneyimi, seçim ekranının kullanıcı tercihlerine ve rekabetin gelişimine olumlu katkılar sağladığını gösteriyor. Türkiye’nin de benzer düzenlemelerle adım atması, alternatif dijital hizmetlerin büyümesini destekleyecek ve sektöre dinamizm kazandıracaktır. Uzun vadede Türkiye’nin serbest ve adil rekabet ortamını güçlendirmesi, yeni teknoloji şirketlerinin ülkeye ilgisini artıracak; genç nesillerin teknolojiye erişimini ve yenilikçi çözümlerle buluşmasını kolaylaştıracaktır” dedi.
“Dijital rekabette küresel yaklaşımlar”
Dijital rekabet konusunun yalnızca Avrupa’da değil, farklı coğrafyalarda da gündemde olduğunu aktaran Avukat Murat Sayın; “Avrupa Birliği’nde uygulanan seçim ekranı modeli, kullanıcıların hangi arama motorunu tercih edeceklerine kendilerinin karar vermesine olanak tanıyor. Buna karşılık ABD’deki son mahkeme kararı, Google’ın Search, Chrome veya Gemini uygulamalarına ilişkin münhasır dağıtım anlaşmalarını yasaklamış olsa da, seçim ekranı gibi kullanıcıyı güçlendiren çözümleri içermiyor. Karar, Google’ın kendi uygulamalarını doğrudan dayatmasını engellese bile Apple ve Samsung gibi üreticilere yapılan milyarlarca dolarlık ödemelerle arama motorunu varsayılan konumda tutmasına imkân tanıyor. Bu nedenle rekabet tam anlamıyla güçlenemiyor. Türkiye’nin atacağı adımlar ise AB deneyimine daha yakın bir şekilde dijital ekosistemin daha rekabetçi ve yenilikçi hale gelmesine katkı sağlayabilir” dedi.