<p><strong>YAKUP DİRİCANLI / WASHINGTON, DC-BHA</strong></p>

<p>Kulislerde konuşulan iddialara göre, dosyanın en çarpıcı başlıklarından biri <strong>“Türk askerinin Gazze’ye olası konuşlandırılması”</strong> oldu. Bu senaryo aslında yeni değil. <strong>Donald Trump döneminde hazırlanan planlarda</strong>, Türk ordusunun bölgede “denge unsuru” olabileceği yönünde ifadeler yer almıştı. Ancak gelinen noktada bu plan yeniden gündeme taşınmış durumda.</p>

<p>Diricanlı’nın aktardığına göre, <strong>Gazze artık yalnızca bir coğrafya değil, büyük güçlerin satranç tahtası</strong> konumuna geldi. Bu tabloda Türkiye, hem <strong>NATO’nun en büyük kara ordularından biri</strong> olması hem de <strong>yerli savunma sanayisindeki gücüyle</strong> öne çıkıyor.</p>

<p>Washington kulislerinde yapılan değerlendirmelerde, <strong>“Türk askerinin Gazze’ye gitmesi yalnızca bir operasyon değil, sahada barışın temsili olur”</strong> görüşü dikkat çekiyor. Bu senaryonun hayata geçmesi durumunda Türkiye’nin, <strong>yeni dönemin güvenlik mimarisinde oyun kurucu bir ülke</strong> olarak konumlanabileceği konuşuluyor.</p>

<p>Diricanlı paylaşımında ayrıca tarihî bir duruma dikkat çekti: “<strong>Bugün 29 Ekim, Cumhuriyetin 102’nci yılı. Yüzyıl önce küllerinden doğan bir millet, bugün yıkılmış şehirlerde barışı inşa edebilecek güçte. Cumhuriyet sadece bir tarih değil, barışın, iradenin ve yeniden doğuşun adıdır.</strong>”</p>

<p>Washington’daki bu gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel diplomasideki rolünün önümüzdeki dönemde <strong>çok daha belirleyici</strong> olacağının sinyallerini veriyor.</p>