Türk futbolunda Derin yara: Sorun artık bireysel değil sistemsel

Spor 3

Yayınlama: 24 Kasım 2025 Pazartesi 15:22 Kaynak: Birlik Haber Ajansı

Türk futbolunda patlak veren son bahis skandalı, yalnızca bireysel etik ihlaller olarak görülmekten çıkıp yıllardır biriken yapısal sorunların yansıması olarak değerlendiriliyor. Spor yazarı Ömer Gürsoy, kaleme aldığı “Türk Futbolunda Çoklu Organ Yetmezliği” başlıklı yazısında, yaşanan krizin semptom değil, sistemsel çöküşün işareti olduğunu vurguluyor.

Türk futbolunda Derin yara: Sorun artık bireysel değil sistemsel. ANKARA - <a href="http://bha.net.tr">BHA</a>
Gürsoy’a göre Türk futbolunda sorun, tekil hataların ötesine geçmiş durumda. Altyapıdan hakemliğe, antrenör eğitiminden kulüp yönetimlerine kadar hemen her alanda bir “katılaşma” yaşandığını belirten Gürsoy, kurumların esnekliğini ve işlevselliğini kaybettiğini ifade ediyor.
Milyarlarca lira borç yükü altındaki kulüpler, menajer ilişkilerinin gölgesinde alınan kararlar, liyakatten uzak atamalar ve birbiriyle uyumsuz kurumlar, futbol ekosisteminin bütüncül işleyişini bozuyor. Gürsoy, bu tabloyu kendi yaşadığı kronik rahatsızlık sürecine benzeterek, “Tıpkı omurgamdaki DISH sendromu gibi: hareket kabiliyeti sınırlanmış, sinir iletişimi bozulmuş, vücut bütünüyle alarmda” ifadelerini kullanıyor.
Modern tıpta yalnızca ağrıyı bastırmanın çözüm olmadığına dikkat çeken Gürsoy, nöralterapi ve manuel terapide olduğu gibi temel sorunun kaynağına inilmesi gerektiğini vurguluyor. Türk futbolunun da benzer bir anlayışla ele alınması gerektiğini savunarak “Gerçek iyileşme, dengeyle başlar” diyor.
Bahis skandalının yalnızca görünen yüz olduğunu belirten Gürsoy, asıl yapılması gerekenin semptomları cezalandırmak yerine hastalığı doğuran yapıyı onarmak olduğunu dile getiriyor. Gürsoy’a göre Türk futbolu artık yalnızca ‘ağrıyan bir uzuv’ değil; adeta “çoklu organ yetmezliği” yaşayan bir beden görüntüsü veriyor

ANKARA - <a href="http://bha.net.tr">BHA</a>

Gürsoy’a göre Türk futbolunda sorun, tekil hataların ötesine geçmiş durumda. Altyapıdan hakemliğe, antrenör eğitiminden kulüp yönetimlerine kadar hemen her alanda bir “katılaşma” yaşandığını belirten Gürsoy, kurumların esnekliğini ve işlevselliğini kaybettiğini ifade ediyor.

Milyarlarca lira borç yükü altındaki kulüpler, menajer ilişkilerinin gölgesinde alınan kararlar, liyakatten uzak atamalar ve birbiriyle uyumsuz kurumlar, futbol ekosisteminin bütüncül işleyişini bozuyor. Gürsoy, bu tabloyu kendi yaşadığı kronik rahatsızlık sürecine benzeterek, “Tıpkı omurgamdaki DISH sendromu gibi: hareket kabiliyeti sınırlanmış, sinir iletişimi bozulmuş, vücut bütünüyle alarmda” ifadelerini kullanıyor.

Modern tıpta yalnızca ağrıyı bastırmanın çözüm olmadığına dikkat çeken Gürsoy, nöralterapi ve manuel terapide olduğu gibi temel sorunun kaynağına inilmesi gerektiğini vurguluyor. Türk futbolunun da benzer bir anlayışla ele alınması gerektiğini savunarak “Gerçek iyileşme, dengeyle başlar” diyor.

Bahis skandalının yalnızca görünen yüz olduğunu belirten Gürsoy, asıl yapılması gerekenin semptomları cezalandırmak yerine hastalığı doğuran yapıyı onarmak olduğunu dile getiriyor. Gürsoy’a göre Türk futbolu artık yalnızca ‘ağrıyan bir uzuv’ değil; adeta “çoklu organ yetmezliği” yaşayan bir beden görüntüsü veriyor